Kubernetes’in kelimesi Yunancadan geliyor ve anlamı dümenci (helmsman) veya pilot olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu kaynaklarda kubernetesi k8s olarak yazıldığını görebilirsiniz. Bunun sebebi k ve s harflerinin arasında 8 tane harf olmasıdır.

Kubernetes (K8s), konteyner uygulamaların dağıtımını, ölçeklendirilmesini ve yönetimini otomatikleştirmek için açık kaynaklı bir sistemdir.

Sektörün ihtiyaçları neticesinde container yapılarının yoğun olarak kullanılmaya başlanmasıyla, yönetim ve operasyon yükünü kısıtlı personel ile kaldırabilmek adına bu sistemleri otonom haline getirmek kaçınılmaz bir hal aldı. Kubernetes’in öne çıktığı nokta tam olarak burası diyebilirim. Gerçek hayattan birkaç örnek verecek olursak;

  • Bizim makine bütünümüz var yani 1000 core luk bir makine halinde değil 8/10/12 vb gibi parçalar halinde, biz uygulamaları bunların üzerinde çalıştırırken uygulamaların nerede çalışacağına da karar vermek istemiyoruz. Bu durumlardan dolayı bütün container orchestratorlar birer cluster manager rolünde. Bunların üzerine bir agent kuruyoruz ve bize uygulamayı yönetme imkanı veriyor. Bizim 20 tane 10 core luk makinemiz varsa ben onları 200 core şeklinde bir bütün olarak görüyorum.
  • Containerları kurduk, 5 tane container çalıştıracağım, bunları aynı VM ler üzerinde değil de farklı VM lerde çalıştrımak istiyorum (best practice) gibi mantıksal tercihlerin yapılması ve aynı zamanda bir önceki maddede belirttiğim makine bütününde kullanılan/kalan core hesaplarının yapılması gibi işlemler içinde pencerenin bütününü gören bir mekanizmaya ihtiyacımız var bu noktada bir container orchestrator ihtiyacımız doğuyor.

Bu bilgiler ışığında kubernetes’in çözdüğü ve çözmeye aday olduğu noktalar ;

  • Tüm alt yapıyı tek bir bütün olarak görmemize/yönetmemize olanak sağlıyor.
  • Alt yapımızı daha iyi kullanmamıza olanak veriyor.
  • Containerlarda health check yaparak kontrollü çalışmasını sağlıyor.
  • Bir container herhangi bir sebepten fail duruma geçerse, yenisinin ayağa kaldırılmasını sağlıyor.
  • Maintenance yada failing durumlarında HA şeklinde bir node üzerindeki uygulamaları bir diğerine kesintisiz şekilde taşınmasını sağlıyor.
  • Conteinerların belirlenen kriterlerde auto-scale edilmesini sağlıyor ve aynı zamanda scale olan containerlere yük dağılımını da sağlıyor.
  • Yeni versiyonların herhangi bir kesinti olmadan deploy edilmesini sağlıyor.
  • Service discover gibi bir özellik ile ne-nerde bilmemize olanak sağlıyor.
  • Key/Value Store yani konfigürasyonları containerler dışında store edilmesini sağlıyor.
  • Containerlerin izole bir networkte haberleşmesini sağlıyor.

Google’ın GO dili kullanılarak geliştirdiği Kubernetes’i 2014 yılında açık kaynak hale getirildi ve Cloud Native Computing Foundation tarafından desteklenmektedir. Google tarafından 2004 yılından beri kullanılmakta ve hali hazırda milyarlarca konteyner için kullanılıyor.

Kubernetes konteyner içerisindeki uygulama veya servislerinizin en iyi şekilde çalışmasını sağlar.

Servisleri izler, yük dengelemesi yapar, depolama alanlarınızı yönetir, (Yerel depolama birimlerinizden, Amazon servislerine, NFS ve iSCSI protokollerinden verilmiş depolama birimlerine kadar), secret ve konfigürasyon yönetiminizi yapar, konteynerlarınız hataya düştüğünde otomatik olarak onarmaya çalışır, çok basit şekilde yatayda genişlemenizi sağlar. (CPU kullanımına göre otomatik olarak yapılabilir.)

Konteyner yönetim aracı olarak birden fazla alternatif vardır bunlardan başlıcaları docker swarm ve mesos’dur. Bu arada Kubenetes’de konteyner teknolojisi(Container runtime) olarak sadece docker’ı değil başka konteynerlarıda desteklemektedir, bunlar containerd, cri-o, rktlet konteynırlarıdır.
(continue reading…)

Loading