Dosyalarımız fiziksel depolama alanları üzerinde tutulur.Bu alanlar bilgisayarımızdaki dahili harddisk ,harici hard diskimiz ,CD/DVD ROM,SAN,NAS.. gibi biçimlerde olabilir. Peki bu alanlardaki bilgilere nasıl erişiriz sorusunun cevabı File System(Dosya Sistemi) oluyor arkadaşlar. File System olmadan depolama alanına ne bir şey kopyalayabiliriz, ne paylaştırabiliriz, ne güvenlik ve erişimini sağlayabiliriz ne de herhangi bir şekilde kullanabiliriz. İşletim sistemimizin verilere erişimi için yine onun bileceği bir biçimde diski biçimlendirmeliyiz. Nasıl ki Windows ortamlarında diskimizi biçimlendirirken NTFS dosya sistemini kullanıyorsak, Linux vari işletim sistemlerinde de ext2,ext3,ext4 gibi dosya sistemlerini kullanıyoruz. Linux işletim sistemi birden fazla dosya sistemine destek verir.
Bir işletim sisteminin dosya sisteminin performansı, hızı ve buna benzer çeşitli özellikleri sistemin verimli ve kararlı çalışması üzerinde doğrudan etkisi vardır. Linux dizin yapısının geliştirilmesinde FSSTND (file system standard) grubunun çalışmalarının payı çok büyük oldu. Programcılardan oluşan grup, standartların belirlenmesinde ve uygulama aşamasında Linux ile ilgilenenlere yardım etti. 1993 yılında Olaf Kirsh, Linux haber grubuna yazdığı bir e-postasında Linux dosya sistemi üzerindeki çalışmaların tamamlandığını haber verdi.
Bir Linux dağıtımından diğerine dosya sistemi yapısı bakımında küçük farklılıklar olabilir ancak genel yapı aynıdır. Bu maddede Linux dağıtımlarının kullandığı ortak dosya sistemi yapısı, dizinlerin ne anlama geldikleri ve Windows’taki bazı dosya ve dizinlerin Linux’taki karşılıkları konularında temel ve ileri düzeyde bilgi alabilirsiniz.
Dosya sistemi, işletim sisteminin bir disk veya bölüm üzerindeki dosyaları takip edebilmesi için oluşturulmuş yöntem ve veri yapıları bütünüdür. Linux’da, Unix’de olduğu gibi “Tekil Hiyerarşik Klasör Yapısı”nı benimsemiştir. Her şey / simgesiyle ifade edilen kök dizinden başlayarak dallanıp budaklanır. Kök dizin altındaki dizinler, geçmişte Linux Dosya Sistem Hiyerarşisi (kısaca FSSTND) denilen bir standart ile belirlenmiş klasörlerdir. Günümüzde Linux dağıtımlarının büyük çoğunluğunun FSSTND standartında belirlenmiş klasörlerin dışında kök dizine bir iki klasör daha ekledikleri ya da nadiren bu yapıdan bir klasörü çıkardıkları görülmektedir.
Herhangi bir dizin ya da dosyanın sistemdeki adresi önce kök dizinden başlar sonra o dosya ya da dizine ulaşmak için geçilmesi gereken dizinler arasına yine / yazılarak elde edilir. Örneğin /home/ahmet yolu, kök dizininde, home isimli dizin içindeki ahmet dizininin konumunu belirtir. Bu ifadede en baştaki / işareti kök dizini belirtmektedir.
Windows’ta dosya adreslerinde \ (ters slaş) işareti kullanılırken Linux’ta / işareti kullanılır. Linux’ta bu kullanımın nedeni Linux’un Unix geleneğini takip etmesindendir. Ayrıca bu geleneğe uygun olarak küçük büyük harf duyarlılığı önemli bir konudur. Örneğin; Windows’ta KLASOR_ADI ve klasor_adi aynı şeydir; fark etmez. Linux’ta ise bunlar farklı klasörlerdir.
Windows’ta bir program yüklediğinizde, programa ait dosyaların büyük çoğunluğu Program Files içindeki kendi klasörüne yüklenir. Linux’ta ise durum farklıdır; programın, örneğin belgelendirmeleri /usr/share/doc/program_adi/ altına atılır, man(ual) dosyaları, /usr/share/man/man altına atılır, info dosyaları /usr/share/info altına atılır. Bu şekilde aradığınız bir yerelleştirme dosyasını yani programın Türkçe çalışması için yapılmış çeviri dosyasını, programın kullandığı kütüphane dosyasını yani Windows’taki (.dll) Linux’daki (.so) dosyası ve bunun gibi belirli bir amaç için kullanılan dosyaları yerleştirilmiş oldukları kendine özgü klasörün içinde bulabilirsiniz. Kısacası Linux’ta, sistem hiyerarşisine gömülen bir yapı söz konusudur. Yüklenen herhangi bir program, işletim sisteminin muhtelif yerlerine yerleşmektedir.